İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | growth and development i. | büyüme ve kalkınma | ||
One was that globalisation can be positive, creating opportunities for real growth and development. Birincisi, küreselleşmenin olumlu olabileceği, gerçek büyüme ve kalkınma için fırsatlar yaratabileceğiydi. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | economic growth and development economy i. | iktisadi büyüme ve kalkınma ekonomisi |
Institutes | ||
Kurum/Kuruluş | biotechnology research programme for innovation and development growth in europe i. | avrupa’da yenileşme ve gelişme büyümesi programına dahil biyoteknolojik araştırmalar |
Medical | ||
Medikal | infant growth and development i. | bebeğin büyüme ve gelişmesi |
Agriculture | ||
Tarım | biotechnology research for innovation, development and growth in europe i. | yenilik, kalkınma ve büyüme için biyoteknoloji araştırmaları |